Kabahatin varsa cezayı ödersin!
Kabahatin varsa cezayı ödersin!
Kabahatin varsa cezayı ödersin!
Kamu Muhasebe Yetkilisi ve Afyonkarahisar İHK Başkanı Süleyman Güneş yeni bir yazı kaleme aldı. Toplumun tüm bireylerini ilgilendiren cezalarla ilgili bir yazı kaleme alan Güneş yazısında; izin almaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal edenlere verilecek cezalar hakkında bilgiler verdi.
Güneş’in kaleme aldığı o yazı şöyle: Toplum düzeninin, genel ahlakın, genel sağlığın, çevrenin ve ekonomik düzenin korunması kapsamında karşılığında idari yaptırım öngörülen kabahatler düzenlenmiştir. Kabahatlere ilişkin hükümlerin bir sistem altında toplanmasını sağlamak suretiyle 2005 yılında 5326 sayılı Kabahatler Kanunu çıkarılmıştır. Toplumun bir arada yaşaması, belirli kurallara uyulmasını zorunlu kılmaktadır. Sosyal yaşamın düzeninin ve huzurun sağlanmasında yasalar en etkili role sahiptir. Ancak uyulmayan her kuralın suç olarak nitelendirilerek ağır yaptırım uygulanması gerekliliği zaman içinde anlaşılmış ve ortaya çıkan kabahat fiili için idari yaptırımlar uygulanmaya başlanmıştır. Ülkemizde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile kabahatler suç olmaktan çıkarılmış, bu suçlar 5326 sayılı Kabahatler Kanunu içerisinde toplanmıştır. İdarenin, yasaların verdiği yetki kapsamında uyguladığı idarî para cezaları ile mahkemelerin iş yükü azaltılmış ve uzun yargılama süreçlerinin önüne geçilmiştir. Böylelikle cezaların derhal uygulanabilmesi ve yaşam düzeninin devamlılığının sağlanması amaçlanmıştır. Sözlük anlamı uygunsuz hareket, çirkin ve yakışıksız davranış anlamına gelen kabahat, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 2’nci maddesinde; “kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık” şeklinde tanımlanmıştır. 1. Hangi Kanunda düzenlenmiş olursa olsun, karşılığında idari yaptırım uygulanan her haksızlık kabahattir ve ayrık tutulan haller hariç 5326 sayılı Kabahatler Kanununun kurallarına tabidir. 2. İdari para cezası yer itibariyle yetkili makamda olacaktır. Büyükşehir olan yerlerde ilçe belediyesinin yetkili olduğu alanda ceza verme yetkisi büyükşehir belediye zabıtasında değil ilçe belediye zabıtasında olacaktır. Kabahat nedir, Kabahat deyiminden; Kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak tanımlanmıştır. Kabahat kavramı Kabahatler Kanundan önce “hafif hapis, hafif para cezası ve belirli bir meslek veya ticari faaliyetten men cezasını gerektiren eylem olarak görülürken, bu kanundan sonra hukukumuza “idari yaptırım gerektiren bir eylem” olarak yerleştirdiği görülmektedir Kabahatleri suç olmaktan ve ceza kanunlarının kapsamı dışına çıkarma eğiliminin bir sonucu olarak; Daha önce 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan kabahatler, yeni 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer almamış ve ayrı bir kanun (5326 sayılı K.) olarak düzenlenmiştir. Kabahatten dolayı sorumlu olmayacak kişiler Fiili işlediği sırada 15 yaşını doldurmamış çocuk hakkında idarî para cezası uygulanamaz. Yine akıl hastalığı nedeniyle, kişi hakkında idarî para cezası uygulanmaz. Yani akıl hastası şahıs, eğer işlediği fiilin hukuki sonuçlarını algılayamayacak durumda ise veya işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış ise, hakkında idari para cezası uygulanmaz. Bu davranışın doktor raporu ile belgelendirilmesi gerekir.  Kabahatleri işleyen ve işleyenlere cezaları kimler verecek. Bunu kısacak açıklamak gerekirse kabahat işleyen kabahati işleyene ceza verecekler şöyle sıralayabiliriz.  Kabahatler Kanununda Belirtilen Kabahatler Neler.  Bu Kabahatleri Vermeye Kim Yetkilidir. Kabahat Fiilleri       Emre aykırı davranış                                                                             Yetkili Kişiler          Belediye başkanı Kabahat Fiilleri     Dilencilik, Gürültü, Rahatsız Etme, Tütün Mamullerinin   Tüketilmesi,                                  Kimliği Bildirmeme, Afiş Asma Yetkili Kişiler         Kolluk ve Belediye Zabıta Görevlileri Kabahat Fiilleri       Çevreyi Kirletme, İşgal Yetkili Kişiler          Sadece Belediye Zabıta Görevlileri Kabahat Fiilleri       Kumar, Sarhoşluk,) Silah taşıma Yetkili Kişiler          Sadece Kolluk Görevlileri (Polis veya Jandarma) Kabahatler Kanunda idarî yaptırım kararı vermeye kimler yetkilidir baktığımızda sıra ile; 1. İdarî kurul, makam veya kamu görevlileri, Kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye, ilgili kanunda açıkça gösterilen idarî kurul, makam veya kamu görevlileri yetkilidir. (Belediyeler açısından belediye encümeni, belediye başkanı veya zabıta görevlileri) Kanunda açık hüküm bulunmayan hallerde, ilgili kamu kurum ve kuruluşunun en üst amiri bu konuda yetkilidir. İdarî kurul, makam veya kamu görevlileri, ancak ilgili kamu kurum ve kuruluşunun görev alanına giren yerlerde, işlenen kabahatler dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir. 2. Cumhuriyet savcısı, Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idarî yaptırım kararı vermeye yetkilidir. Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde, Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idarî yaptırım kararı verebilir. Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde, Cumhuriyet savcısı bu nedenle idarî yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından, idarî yaptırım kararı verilmemiş olması gerekir.  3. Mahkemeler, Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde, mahkeme tarafından da idarî yaptırım kararı verilir. İşlenen kabahatlere iştirak edilmesi halinde idari yaptırım uygulanır. Kabahate; Birden fazla kişinin iştirak etmesi halinde, bu kişilerin her biri hakkında, fail olarak idarî para cezası verilir. Kabahate iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Kabahatin işlenişine iştirak eden kişi hakkında, diğerlerinin sorumlu olup olmadığı göz önünde bulundurulmaksızın idarî para cezası verilir. Kabahatin işlenişine iştirak eden kişiler arasında fail ve şerik (azmettiren veya yardım eden) ayırımı gözetilmemiş, her birinin ayrı ayrı cezalandırılması kabul edilmiştir. Eğer, kişi kabahati kasten işlememiş ise, yani kastı (durumun ve koşulların gerektirdiği dikkat ve özeni göstermemiş ise) yoksa, iştirakten dolayı idari para cezası uygulanamaz. Kabahatler Kanununda İdari yaptırım türleri ve Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar; 1) İdarî para cezası, 2) İdarî tedbirlerden ibarettir. Kabahatlerle daha etkin mücadele edilebilmesi ve caydırıcılığın sağlanması amacıyla, idari para cezaları uygulanması için Kanunda belirtilen Kanun Maddelerini sıra ile inceleyelim. Kabahatler Kanunu madde 32 belirtildiği üzere emre aykırı davranışla ilgili olarak; 5393 sayılı Belediye Kanunun “Belediyenin yetkileri ve imtiyazları” başlıklı 15 inci maddesi (b) fıkrasında “Kanunların belediyeye verdiği yetki çerçevesinde yönetmelik çıkarmak, belediye yasakları koymak ve uygulamak, kanunlarda belirtilen cezaları vermek.? Aynı Kanunun “Zabıtanın görev ve yetkileri” başlıklı 51 inci maddesi birinci fıkrasında “Belediye zabıtası, beldede esenlik, huzur, sağlık ve düzenin sağlanmasıyla görevli olup bu amaçla, belediye meclisi tarafından alınan ve belediye zabıtası tarafından yerine getirilmesi gereken emir ve yasaklarla bunlara uymayanlar hakkında mevzuatta öngörülen ceza ve diğer yaptırımları uygular.” düzenlemesi yer almaktadır. Kabahatler Kanunu madde 33 belirtildiği üzere dilencilikle ilgili olarak Kanunda belirtilen hususlar; Dilencilik yapanlara nasıl işlem yapılır ondan bahsetmek gerekir.             Dilencilik yapan kişiye, yılına göre idarî para cezası verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına ve el koymaya; kolluk veya belediye zabıta görevlileri, Mülkiyetin kamuya geçirilmesine, mülkî amir veya belediye encümeni karar verir. Para cezası tutarı her yıl yeniden değerleme oranında arttırılır. Dilenmek, ilkçağlara kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Endüstri Devrimi ile işgücü ihtiyacının artması sonucunda şehirlere ve sokaklara düzen verme kapsamında dilencilik eylemini engellemek amacıyla ağır cezai yaptırımlar getirilmiştir. Dilenmek, en genel anlamıyla halka açık bir yerde ya da evden eve dolaşarak, kendileri ya da başkalarının gerçek veya sözde bir ihtiyacı için yabancılardan para ya da maddi şeylerin talep edilmesi şeklinde tanımlanabilir. Türk hukuk sözlüğünde dilencilik17 terimi genel olarak; hukuki bir yetkisi olmadığı halde ve hiçbir iş emek ve menfaat karşılığı olmaksızın başkalarından para veya başkaca maddi yardım istemektir şeklinde tanımlanmaktadır.   Dilenci, toplumun merhamet duygusuna hitap edecek farklı davranış tarzları da geliştirebilmektedir. Reşat Nuri’nin deyimiyle, “Dilencilikle merhamet başta geliyor.  Sanatın bütün inceliği, o (iyilik) damarını yakalayıp derin derin sızlatmakta yatmaktadır”  Kabahatler Kanunu madde 36 belirtildiği üzere gürültü ile ilgili olarak yer alan hususlar; Türk Dil Kurumu’nun güncel sözlüğünde gürültü, “Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata” olarak tanımlanmaktadır. Gürültü kirliliği insanların hayatını olumsuz olarak etkilemektedir. Gürültü, genellikle yapay olarak ortaya çıkan, niteliği ve niceliği bozulmuş, arzu edilmeyen, insan rahatsız edebilecek nitelikte sesler olarak tanımlanmaktadır. Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişiye, idarî para cezası verilir. Bu fiilin bir ticarî işletmenin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, işletme sahibi gerçek veya tüzel kişiye idarî para cezası verilir. Para cezası tutarı her yıl yeniden değerleme oranında arttırılır. Bu kabahat dolayısıyla idarî para cezasına, kolluk veya belediye zabıta görevlileri karar verir. Kabahatler Kanunu madde 37 belirtildiği üzere başkasını rahatsız etme ile ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişiye idari para cezasını Kabahatler Kanunun 37’nci maddesine göre belediye zabıtası verir. Toplumda rahatsız edici ve sorumsuzca davranışta bulunan kişileri engellemek, genel kamu huzurunu ve güvenliğini sağlamak amaçlanmıştır. Gürültü kirliliği de kirlenmenin ve huzuru bozmanın bir başka görünümüdür. Mal veya hizmet satışı sırasında kişilerin taciz edilmesi ve yüksek sesle müşteri daveti gibi uygulamaların önüne geçilmesi amacıyla bu madde konulmuştur. Kabahatler Kanunu madde 38 belirtildiği üzere işgal ile ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; Belediye Zabıta Yönetmeliğinin 10 (a- 15) maddesine göre; Belediye Gelirleri Kanununa göre, izin verilmeyen yerlerin işgaline engel olmak ve 11 (1-d) maddesine göre; Umumi yerlerde belediye nizamlarına aykırı olarak seyyar satışta bulunan kimseleri ve başkalarının ticarethane önlerini de kapatacak şekilde yaya kaldırımlarını, izinsiz işgal edenleri men etmek zabıtanın görevidir. Ayrıca Zabıta, Taşıtların durmak, duraklamak ya da park etmek suretiyle yolları, herkesin gelip geçmesine mahsus yerleri ve yaya kaldırımlarını işgallerini önler.m.11(1-e) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal eden veya buralarda mal satışa arz eden kişiye belediye zabıta görevlileri Kabahatler Kanunu madde 39 belirtildiği üzere tütün mamullerinin tüketilmesi ile ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; tütün mamullerinin tüketenlere nasıl işlem yapılacağına dair uygulamalar.          1) Kamu hizmet binalarının kapalı alanlarında, tütün mamulü tüketen kişiye, ilgili idarî birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından, idarî para cezası verilir. Bu fıkra hükmü, tütün mamulü tüketilmesine tahsis edilen alanlarda uygulanmaz. 2) Toplu taşıma araçlarında, tütün mamulü tüketen kişiye, idarî para cezası verilir. Kabahatin özel hukuk kişileri tarafından işletilen toplu taşıma araçlarında işlenmesi halinde, bu ceza ilk başvurulan kolluk birim yetkilileri tarafından verilir. Kamuya ait toplu taşıma araçlarında işlenmesi halinde, idarî para cezası verme yetkisi bakımından birinci fıkra hükmü uygulanır.  Özel hukuk kişilerine ait olan ve herkesin girebileceği binaların kapalı alanlarında, tütün mamullerinin tüketilemeyeceğini belirtir, açık bir işarete yer verilmesine rağmen, bu yasağa aykırı hareket eden kişiye, idarî para cezası verilir. Bu ceza, şikâyet üzerine en yakın kolluk birimi yetkililerince verilir. Para cezası tutarı her yıl yeniden değerleme oranında arttırılır. Kabahatler Kanunu madde 40 belirtildiği üzere kimliğini bildirmeme ile ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; Gerek günlük yaşamda gerekse resmi işlemlerin sürdürülmesinde her an karşılaşılabilecek kimlik bildirme işlemi; suçun önlenmesinde ve soruşturulmasında da hayati bir önem arz etmektedir35. Bu nedenle hukukumuzda kimliğin bildirilmesini düzenleyen çok sayıda kanun ve yönetmeliğe rastlamak mümkündür3 Kabahatler Kanunu madde 41 belirtildiği üzere çevreyi kirleyenlere ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; Belediye Zabıta Yönetmeliğinin 10 (c- 4) maddesine göre; Ev, apartman ve her türlü işyerlerinin çöplerinin sokağa atılmasına mani olmak, çöp kutu ve atıkları- nın eşelenmesini önlemek ve Korunması belediyelere ait tarihi ve turistik tesisleri muhafaza etmek, kirletilmesine, meydan vermemek zabıtanın görevidir. m.10 (a-24) Kabahatler Kanunu madde 42 belirtildiği üzere afiş asma ile ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; Toplumun tüm bireylerinin kullanımına tahsis edilmiş bulunan meydan ve parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar veya alanlara; yetkili makamlardan açık ve yazılı bir izin alınmadıkça, bez, kağıt ve benzeri afiş veya ilan asılması 42 nci madde ile kabahat olarak tanımlanmıştır. Görüntü kirliliği oluşturan bu şeyler, özel kişilere ait alanlara da, sahibinin rızası bulunmadıkça asılamaz. Doğal olarak, bu tür afiş ve ilanlar tek nüsha olmayacağından aynı içerikte olmak kaydıyla, sayısı ne kadar olursa olsun, bütün afiş ve ilanlar tek fiil olarak kabul edilmektedir. Yetkili makamdan verilen izne dayalı olarak afiş ve ilan asılması durumunda, fiil hukuka uygun olacaktır. Ancak izin almaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal edenlere işlem yapılmaktadır. 1) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın; meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımları işgal eden veya buralarda mal satışa arz eden kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından idarî para cezası verilir. 2) Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın; meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlar üzerine inşaat malzemesi yığan kişiye, belediye zabıta görevlileri tarafından idarî para cezası verilir. Özel kanunlardaki hükümler saklıdır. Para cezası tutarı her yıl yeniden değerleme oranında arttırılır. Bu idari para cezaları her yıl yeniden değerleme oranınca arttırılır. Seçim dönemindeki afiş ve ilanlar hakkında kabahatler kanunu uygulanmaz. Seçim mevzuatındaki maddeler uygulanır. Kabahatler Kanunu madde 42/A belirtildiği üzere asılsız ihbarla ile ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; 112 Acil Çağrı Merkezini asılsız ihbarda bulunmak suretiyle meşgul ettikleri tespit edilen kişilere bu Kanuna göre il valileri tarafından idari para cezası verilir. Tekerrür halinde bu ceza iki katı olarak uygulanır. Kabahatler Kanunu madde 43 belirtildiği üzere silah taşıma ile ilgili olarak Kanunda yer alan hususlar; Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişiye, kolluk tarafından elli Türk Lirası idarî para cezası verilir. Kanunda belirtilenlere uygulanacak idari para cezalarında genel ilkelerine bakıldığında, Kanunu kapsamında verilen idarî para cezalarına ön ödeme uygulanamaz, ertelenemez ve adlî sicile kaydedilmez. Ödenmemesi halinde gecikme zammı uygulanmasına karar verilemez ve hapse çevrilemez.  İdarî para cezası, maktu (parasal) veya nispi olabilir.  1- İdarî para cezaları maktu (kat'i, kesin, pazarlıksız) olabilir.  Maktu kelimesi sözlükte "kesin olarak değeri biçilmiş", anlamı ile karşılık bulur. Maktu para cezası fiile bağlanan cezanın tek bir miktar içerdiği durumlarda söz konusudur. Mal veya hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden kişi, 50 Türk Lirası idari para cezası ile cezalandırılır. Bu şekilde kesin olarak belirlenmiş miktar içeren cezalarda, cezayı verecek olan idarî kurul, makam veya kamu görevlisinin ceza tayininde takdir hakkı bulunmamaktadır. Maktu para cezasında uygulayıcıya takdir hakkı tanınmadığına göre idari ceza; yasal düzenlemeyi yapan kanun koyucu tarafından hukuka aykırı olan kabahat fiilinin haksızlık içeriği esas alınarak; eylemin nitelik ve niceliğine uygun, orantılılık ilkesi gözetilerek belirlenmelidir. İdari cezanın şekli, miktarı iyi tespit edilmeli; yaptırım, toplumda adalet ve idareye olan güveni sarsıcı nitelikte olmamalıdır. 2- İdarî para cezaları nisbi (bir nisbete bağlanmış; belli bir orana, değere, sayıya endeksli) olabilir. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3/11. maddesine göre; “Belli kuruluşların vereceği uygunluk ve yeterlilik belgesine tabi olan eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla ithal eden kişiye, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir.“  Nispi para cezalarında da cezayı verecek olan makam veya görevlinin ceza tayininde takdir hakkı bulunmamaktadır. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun ek 1. maddesine göre "İlgili idarelerce, bu fıkra hükümlerine aykırı hareket eden işveren veya vekilleri hakkında, çalıştırmadığı kişi başına ve çalıştırmadığı her ay için o yıl için tespit edilen asgari ücretin 10 katı para cezası verilir.” 2872 sayılı Çevre Kanunu 20/e maddesine göre; "Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecine başlamadan veya bu süreci tamamlamadan inşaata başlayan ya da faaliyete geçenlere yapılan proje bedelinin yüzde ikisi oranında idarî para cezası verilir." 3- İdarî para cezası, kanunda alt ve üst sınırı gösterilmek suretiyle de belirlenebilir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur.   Kabahatlerde idari para cezasının miktarı belirlenirken kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında bir miktar belirlenebilir, alt sınırın altına inilemez. İdarî para cezasının miktarı belirlenirken göz önüne alınacak bir unsur da failin ekonomik durumudur. Amaç failin bundan sonraki davranışlarında hukuk kurallarına uygun hareket etmesini sağlamak olmalıdır. İdarî para cezaları failin ekonomik olarak çökertilmesi amacıyla kullanılmamalı, işini yürütmesini, toplum içinde yaşamasını sağlayan ekonomik koşullarını ağır derecede zorlaştıracak nitelikte "orantısız" olmamalıdır. Aksi halde Kabahatler Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca idarî para cezasına karşı sulh ceza mahkemesine başvurulması halinde "takdir hakkı" bu ölçülere göre denetlenecek ve 5560 sayılı Kanun ile 28. maddeye 9. fıkra olarak eklenen hükme göre "İdarî para cezasının alt ve üst sınırının kanunda gösterildiği kabahatler dolayısıyla verilmiş idarî para cezasına karşı başvuruda bulunulması halinde, mahkeme idarî para cezasının miktarında değişiklik yaparak da başvurunun kabulüne" karar verebilecektir. İşlenen kabahatin haksızlık içeriğinin değerlendirilmesi; can ve mal güvenliği ve çevrenin korunması bakımından risk derecesi, riskin ağırlığı, bu riskin gerçekleşip gerçekleşmediği, ölüm ve yaralama olup olmadığı vb. Failin kusurunun; kabahati işleyen failin aynı ve benzer kabahatleri daha önce işleyip işlemediği (tekerrür), kabahati bilerek ve isteyerek işleyip işlemediği,  Kabahatler Kanununun 38 inci maddesinin 2 ncı fıkrasında «Yetkili makamların açık ve yazılı izni olmaksızın meydan, cadde, sokak veya yayaların gelip geçtiği kaldırımlar üzerine işgal edenler, belediye zabıta görevlileri tarafından idarî para cezası verilir ancak hükmünde görüleceği üzere para cezasının alt ve üst sınırı gösterilmiştir. Bu durumda, idarî para cezasının miktarı belirlenirken işlenen kabahatin haksızlık içeriği ile failin kusuru ve ekonomik durumu birlikte göz önünde bulundurulur. 5393 sayılı Kanunun 34/e maddesi gereğince para cezası tutarı belediye encümenince belirlenmesi daha uygun olacağı değerlendirilmektedir. Kabahatler Kanununun genel hükümleri diğer Kanunlardaki idari yaptırımlar hakkında da uygulanabilir diye baktığımızda, İdari para cezaları açısından Kabahatler Kanunu genel Kanun niteliğindedir. 5326 sayılı Kanunun 3’üncü maddesine göre; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı Kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer Kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, Uygulanır. Yapılan düzenleme ile 5326 sayılı Kabahatler Kanununun genel Kanun olma niteliği korunmakta, sadece idari para cezalarının düzenlendiği, özel Kanunlarda belirlenmiş olan Kanun yollarının uygulanması saklı tutulmaktadır. Dolayısıyla idari para cezalarının düzenlendiği Kanunlarda, Kanun yoluna ilişkin özel bir düzenleme bulunması halinde; Belediyeleri ilgilendiren, 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkâmı Cezaiye Hakkında Kanun, 3194 sayılı İmar Kanunu, 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanun, 6301 sayılı Öğle Dinlenmesi Kanun, 831 sayılı Sular Hakkında Kanun,  5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, Hükümlerine göre verilecek idari para cezalarında; itiraz mercii açıkça belirtilmemiştir.  5326 sayılı Kabahatler Kanunu, genel kanun olması nedeniyle söz konusu Kanunun 3’üncü maddesi gereğince, idarî para cezasına ilişkin idarî yaptırım kararlarına karşı, on beş gün içinde sulh ceza hakimliğine başvurulabilir. Ancak kabahatli hakkında idari para cezası yanında, kaçak yapının yıkılması, faaliyetten men, ruhsatın iptali gibi idari yaptırımlardan birine karar verilmesi halinde, idari yargı mercilerine başvuruda bulunulacaktır. 2) Belediyeleri ilgilendiren; 2872 sayılı Çevre Kanunu’nda itiraz mercii açıkça belirtildiğinden; idari para cezası kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabileceği, diğer yandan 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda da itiraz mercii açıkça belirtildiğinden; bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilecektir. Özetle; 5326 sayılı Kanunun kanun yolu dışındaki, diğer genel hükümleri tüm idari para cezaları hakkında uygulanacaktır. Bu itibarla; İdari yaptırım kararlarında bulunması gereken hususlar, Kararların ilgililere tebliğ usulü, Özel kanununda hüküm bulunmaması koşuluyla, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, Ödeme usulü, taksitlendirme ve indirim uygulaması, Zamanaşımı, Yeniden değerleme oranının uygulanması, İdari para cezalarının gelir kaydedileceği kamu idareleri, Gibi düzenlemeler genel hükümler olup, ilgili Kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanacaktır. Kabahati işleyenlere idareler olarak tutulacak tutanaklarda alınacak bilgiler ve idari yaptırım kararlarında yer alacak bilgileri sıralayalım. İdarî yaptırım kararına ilişkin tutanakta; a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen kişinin kimlik ve adresi, b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat fiili, c) Bu fiilin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller, d) Karar tarihi, e) Kararı veren kamu görevlilerinin kimliği, Açık bir şekilde yazılır. Tutanakta, ayrıca kabahati oluşturan fiil, işlendiği yer ve zaman gösterilerek açıklanır.12.05.2007 tarih ve 26520 sayılı R.G’de yayınlanan Maliye Bakanlığının (442) Seri No’lu Tahsilat Genel Tebliğine göre; İdari yaptırım kararında ayrıca; Ödeme süresi, Ödeme yeri, İdari yaptırım kararına karşı kanun yolu (mercii ve süresi), İndirimli ödeme hakkı, Taksitlendirme talep etme hakkı, Ödeme yapılmaması halinde uygulanacak müeyyideler, Tebliğ tarihi, T.C. Kimlik numarası, Bilgilerine yer verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar tebligat yazısında da belirtilebilir. İdari yaptırım kararlarını tutanak tanzimi suretiyle uygulayan idarelerce düzenlenecek tutanaklarda ise; İdari yaptırım kararlarında bulunması gereken ve yukarıda açıklanan tüm bilgilere yer verilmesi, Tutanakların seri ve sıra numaralarının birbirini takip eder şekilde bastırılması, Görevli personele zimmetle teslim edilmesi, Tutanakların iptal edilmesi gerektiğinde, iptal işlemlerinin tutanağın üzeri çizilmek ve iptal şerhi konulmak suretiyle gerçekleştirilmesi, Tutanakların güvenliği konusunda gerekli özenin gösterilmesi icap etmektedir. İmar para cezaları için belediyeler; Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde şekli belirtilen tutanak tanzim edeceklerdir. İşlenen bir kabahatin birden fazla Kanunda düzenlenmesi veya bir fiil hem kabahat hem de suç olarak görülmesi halinde idare tarafından yapılacak işlemlere baktığımızda,  özel hüküm bulunan hallerde özel hüküm ya da özel kanun uygulanır. Ancak, özel kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel kanun hükümleri uygulanır. Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir.    Buna göre; İlk olarak bir fiilin suç olarak düzenlenip düzenlenmediğine bakılması gerekir. Suç olarak düzenlenmiş ise suça ilişkin ceza uygulanır ve idari para cezası uygulanmaz. Baktığımızda hem suç hem de kabahat olarak tanımlanan çevreyi kirletme fiili; hem Türk Ceza Kanunu’nun 181 ve 182’nci maddelerinde suç olarak hem de Kabahatler Kanununun 41 ve 2872 sayılı Çevre Kanunu’nun 8 inci maddelerinde kabahat olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda öncelikle Türk Ceza Kanunu’nun 181 inci maddesi uygulanacaktır. Eğer suç olarak düzenlenmemiş ise, 5326 sayılı Kanun ile bir başka kanunda kabahat olarak düzenlenip düzenlenmediğine bakılır. Her iki kanunda da aynı kabahat idari para cezası yaptırımına bağlanmış ise, hangi kanundaki idari para cezası miktarı fazla ise uygulama ona göre yapılır.  Kabahati işleyen ve gürültü eylemi nedeniyle verilecek idari para cezaları hem 5326 sayılı Kabahatler Kanununda, hem de 2872 sayılı Çevre Kanunu’nda düzenlenmiştir. Bu durumda hangi kanundaki para cezası miktarı fazla ise, o kanundaki idari para cezası uygulanacaktır. Yine Kabahat fiilinin tekerrür etmesi halinde, idari para cezası, kabahatler Kanununda, tekerrüre ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Dolayısıyla özel Kanunlarda tekerrüre ilişkin düzenleme varsa; bu özel kanunda yer alan tekerrüre ilişkin hükümler uygulanacaktır. İşlenen bir İmar Kanunun 42 nci maddesinde “Yukarıdaki fıkralarda belirtilen fiil ve hallerin, yapının inşa edilmesi süreci içinde tekrarı halinde, idari para cezaları bir kat artırılarak uygulanır.” hükmü gereğince kabahatin tekrar işlenmesi halinde, verilecek idari para cezası bir kat arttırılacaktır. İşlenen bir kabahat eğer özel Kanunda tekerrür hükmü yoksa; aynı türden kabahatin 2. kez işlenmesi halinde, söz konusu kabahat için maddede öngörülen alt ve üst sınırlar dahilinde, 5326 sayılı Kanun 17 nci maddesinin ikinci fıkrası da dikkate alınarak, ikinci defa idari para cezası uygulanan kişiye birinci cezaya göre daha ağır idari para cezası uygulanması yoluna gidilecektir. Kişi bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi veya aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde idari yaptırım uygulaması olarak üç farklı şekilde uygulanır.  1) Bir fiil ile birden fazla kabahatin işlenmesi halinde; Birden fazla idari para cezasından, en ağır idarî para cezası verilir. Örnek; yüksek sesle dilencilik yapmak. 2) Aynı kabahatin birden fazla işlenmesi halinde; Her bir kabahatle ilgili olarak ayrı ayrı idarî para cezası verilir. Kesintisiz fiille işlenebilen kabahatlerde, bu nedenle idarî yaptırım kararı verilinceye kadar fiil tek sayılır. 3) Bir fiil hem kabahat hem de suç olarak tanımlanmış ise; Sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabilir. Ancak, suçtan dolayı yaptırım uygulanamayan hallerde kabahat dolayısıyla yaptırım uygulanır.  3194 sayılı İmar Kanunun 42 nci maddesinin 8 inci fıkrasında; “Yukarıdaki fıkralar uyarınca tahsil olunan idari para cezaları, aynı fiil nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 184 üncü maddesine göre mahkûm olanlara faizsiz olarak iade edilir.” hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla aynı kabahatten dolayı hapis cezası alanların, idari para cezaları iade edilir. Veya tahsil edilmez. İdarelerce yapılan işlemlerde kabahatlerde soruşturma zamanaşımı uygulaması kabahat işlendikten sonra, Kanunda yazılı belirli bir süre içinde soruşturma yapılıp, kabahatten dolayı kişi hakkında idari para cezası verilmez ise soruşturma zamanaşımı söz konusu olacaktır.  Bir kabahatin işlenmesinden itibaren idari kurul, makam, en üst amir, Cumhuriyet savcısı veya mahkemece belirli bir süre içinde ceza verilmemiş ise, artık herhangi bir yaptırım uygulanamayacaktır. Soruşturma zamanaşımının dolması halinde, kabahatten dolayı kişi hakkında idarî para cezasına karar verilemez. Devlet Memurları Kanunu’nda disiplin suçları için zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Buna göre uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına, memurluktan çıkarma cezasında altı ay içinde disiplin kovuşturmasına, başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren nihayet iki yıl içinde disiplin cezası verilmediği takdirde ceza verme yetkisi zamanaşımına uğrar. Soruşturma zamanaşımı süresi; kabahate ilişkin tanımdaki fiilin işlenmesiyle veya neticenin gerçekleşmesiyle işlemeye başlar. Kabahatler Kanunu'nda düzenlenen dilencilik ve kumar kabahatlerinde fiilin işlendiğinden itibaren zamanaşımı süresi başlayacaktır. Soruşturma Zamanaşımı Süreleri; Mahiyeti ve Parasal Değeri              Nispi idari para cezasını gerektiren kabahatlerde                            Soruşturma Zamanaşımı                  8 Yıl Mahiyeti ve Parasal Değeri              100.000.-TL veya daha fazla idari para cezalarında Soruşturma Zamanaşımı                  5 Yıl Mahiyeti ve Parasal Değeri              50.000.-TL veya daha fazla (99.999 kadar) idari para cezalarında Soruşturma Zamanaşımı                  4 Yıl Mahiyeti ve Parasal Değeri              50.000.-TL’dan az idarî para cezalarında Soruşturma Zamanaşımı                  3 Yıl İdareler tarafından uygulanan idari para cezaları, hangi kurumlara ödenir ve bu kurular kendi kurumlarına mı gelirler olarak kaydeder ve gelirleri arasında sayabilir mi. 5326 sayılı Kanunun 17 nci maddesine göre; idari para cezalarının gelir kaydının, idari para cezasını veren kamu idaresi ve bütçeler itibarıyla yapılacaktır. Buna göre; 1- 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I), (II) ve (III) sayılı cetvellerde yer alan kamu idareleri tarafından verilen idarî para ile Cumhuriyet başsavcılıkları ve mahkemeler tarafından verilen idarî para cezaları genel bütçeye, 2- Sosyal güvenlik kurumları ile mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları kendi bütçelerine, 3- Diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen idarî para cezaları ise, ilgili kanunlarındaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, genel bütçeye, Gelir kaydedilecektir. 4- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının verdiği para cezaları, kendi kanunlarındaki hükümlere tâbidir. Belediyeler olarak verilen idari para cezaları, belediyeye ne zaman ödenir. 5326 sayılı Kanunda idari para cezalarının ödeme süresine ilişkin herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Bu husus dikkate alındığında, idari para cezalarının ödeme süresi, ilgili kanunlarında düzenlenen hallerde bu sürelerdir. Genel olarak belediyeleri ilgilendiren idari para cezası içeren kanunlarda ödeme süresi açıkça belirtilmemiştir. İdari para cezalarına ilişkin kanunlarda; ödeme zamanı gösterilmemiş ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 37 nci maddesine göre ödeme süresinin tayini gerekmektedir. Buna göre, özel kanunlarında ödeme süresi belirtilmemiş idari para cezalarının, Kabahatler Kanununun 26 ncı maddesine göre ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekmektedir. Vatandaşa verilen idari para cezaları kararlarına karşı hangi mahkemeye baş vurmak zorundadır. Kabahatler Kanununda idari yaptırımlara ilişkin "başvuru yolu" ve "itiraz yolu" şeklinde iki çeşit yargısal denetim öngörülmüştür. 5326 sayılı Kanunun 27 nci maddesine göre; İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi (kararın yüzüne karşı okunması) tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir. İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir. İlgili kamu kurum ve kuruluşu da mahkeme tarafından karar verilinceye kadar kanun yolu başvurusunu kabul ederek idarî yaptırım kararını geri alabilir. 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6545 sayılı Kanunla değişik ek 1 inci maddesine göre; Kanunlarda sulh ceza mahkemesine yapılan atıflardan, a) İdari yaptırım kararlarına karşı yapılan başvurulara ve kanunlarda sulh ceza mahkemesince verilmesi öngörülen karar veya işlemlere ilişkin olanlar sulh ceza hâkimine, b) Yargılamaya ilişkin olanlar asliye ceza mahkemesine veya hâkimine, yapılmış sayılır. Bu madde hükmü gereğince; Kabahatler Kanununda geçen Sulh Ceza Mahkemesi ibarelerinden sulh ceza hakimliğini anlamamız gerekir. Başvuru üzerine mahkemece yapılan ön inceleme sonucunda; a) Yetkili olmadığının anlaşılması halinde dosyanın yetkili sulh ceza hakimliğine gönderilmesine, b) Başvurunun süresi içinde yapılmadığının veya başvuru konusu idarî yaptırım kararının sulh ceza hakimliğinde incelenebilecek kararlardan olmadığının anlaşılması halinde, bu nedenlerle başvurunun reddine, c) (a) ve (b) bentlerinde sayılan nedenlerin bulunmaması halinde başvurunun usulden kabulüne, karar verilir. İdarî para cezasının alt ve üst sınırının kanunda gösterildiği kabahatler dolayısıyla, verilmiş idarî para cezasına karşı başvuruda bulunulması halinde, mahkeme idarî para cezasının miktarında değişiklik yaparak da başvurunun kabulüne karar verebilir. Kabahatler Kanununa göre verilen para cezasına itiraz üzerine, sulh ceza mahkemesince verilip kesinleşen kararlarına karşı “Kanun yararına bozma” yoluna başvurulması mümkündür. Sulh ceza hakimliğince verilen idari para cezalarına ilişkin olarak sulh ceza mahkemesinin vermiş olduğu karara karşı itiraz hakkımız olup; verilen 5326 sayılı Kabahatler Kanunun “İtiraz yolu” başlıklı 29 uncu maddesine göre; Sulh ceza hakimliğinin verdiği son karara karşı, Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihten itibaren en geç 7 gün içinde yapılır. İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir. Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak “itirazın kabulüne” veya “itirazın reddine” karar verir. İdarî yaptırım kararının ağır ceza mahkemesi tarafından verilmesi halinde bu karara karşı Ceza Muhakemesi Kanununa göre itiraz edilebilir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “İtiraz usulü ve inceleme mercileri” başlıklı 268 inci maddesine göre; 5326 sayılı Kanunun 27’nci maddesi çerçevesinde sulh ceza hakimliğine yapılan başvuru yolunun tamamlanmasını müteakip; Türk Lirasının üzerindeki idari para cezalarına ilişkin olarak, kararın öğrenildiği (tebliğ edildiği) günden itibaren 7 gün içinde kararı veren sulh ceza hakimliğine itiraz edilmesi gerekmektedir. Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok 3 gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan sulh ceza hakimliğine gönderir. Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi; O yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe, Son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe, Ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine, Ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine, aittir. İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir. Karar mümkün olan en kısa sürede verilir. Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir. Verilen idari para cezalarının kesinleşmesi, Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasında “Sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idareler tarafından verilen idarî para cezaları, ilgili kanunlarında aksine hüküm bulunmadığı takdirde, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre kendileri tarafından tahsil olunur.” hükmü yer almaktadır. Kabahatler Kanunu, genel bütçeye gelir kaydedilmesi gerekmeyen ve süresinde ödenmeyen idari para cezalarının takip ve tahsilinde idari yaptırım kararlarının kesinleşme şartını aramamaktadır. Ancak, bu idari para cezalarının düzenlendiği özel kanunlarda yer alan hükümlerin dikkate alınacağı tabiidir. İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna başvurulmaması veya kanun yoluna başvurulması halinde yargılama aşamalarının son bulması neticesinde idari para cezalarının takip edilebilir aşamaya gelmesi, idari para cezasının kesinleşmesidir. Kabahatler Kanununun 5560 sayılı Kanunla değişik 3’üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi hükmü nedeniyle idari para cezalarının düzenlendiği kanunlarda kanun yoluna ilişkin düzenlemenin bulunması halinde, bu düzenlemelerin uygulanması gerektiğinden, idari para cezalarının kesinleşmesi aşağıdaki şekilde olacaktır. Kabahatler Kanununa Göre İdari Para Cezalarının Kesinleşmesi, 5326 sayılı Kanunun 27 ila 31 inci maddelerinde idari yaptırım kararlarına karşı başvuru yolu, başvurunun incelenmesi, itiraz yolu, vazgeçme ve kabul ile masrafların ve vekalet ücretinin ödenmesi hususları düzenlenmiştir. Söz konusu hükümlere göre, idari yaptırım kararları; Kararın ilgilisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulmadığı takdirde bu sürenin bitiminde kesinleşir. Kanuni süresinde sulh ceza mahkemesine başvurulması halinde, - Sulh ceza mahkemesinin kararına itiraz edilmemiş ise kararın taraflara tebliğini takip eden 7’nci günün bitiminde, idari para cezalarına ilişkin sulh ceza hakimliğinin karar tarihinde, kesinleşir. Sulh ceza mahkemesi kararına ya da mahkemeler tarafından verilen idari yaptırım kararlarına karşı ağır ceza mahkemesine itiraz edilmesi halinde itiraz üzerine verilen karar tarihinde kesinleşmektedir. Kabahatler Kanunun 27’nci maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen; - (6) numaralı fıkra ile soruşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi ve kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edilmesi halinde idarî yaptırım kararına karşı başvurunun kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara karşı yapılacak itirazı inceleyen itiraz merciinde inceleneceği hükme bağlandığından, - (7) numaralı fırka ile kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi ve fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidilmesi halinde, idarî yaptırım kararına karşı itirazın da beraat kararını inceleyen mercide inceleneceği hükme bağlandığından, bu durumlarda kesinleşme kanun yollarının tüketilmesine bağlı olarak belirlenir. Kabahatler Kanununun 27’nci maddesine 5560 sayılı Kanunla eklenen (8) numaralı fıkrasında ise idarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görüleceği düzenlenmiş olduğundan, bu kapsamdaki idari yaptırım kararları idari yargılama sürecine bağlı olarak kesinleşir. Kanun Yolu Saklı Tutulan Hallerde İdari Para Cezalarının Kesinleşmesi İdari para cezasına yönelik Kabahatler Kanununun hükümleri dışında kanun yolu öngörülmesi halinde, ilgili kanunlarında yer verilen kesinleşme nedenlerine bağlı olarak idari para cezaları kesinleşecektir Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir. Başvuru, bizzat kanunî temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir. Başvuru dilekçesinde, idarî yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir. İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir. Soruşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edildiği takdirde, idarî yaptırım kararına karşı başvuru da bu itiraz merciinde incelenir. Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidildiği takdirde, idarî yaptırım kararına karşı itiraz da bu kanun yolu merciinde incelenir. İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür. Tutanak düzenlenirken dikkat edilmesi gereken hususlar; Denetim sırasında denetlenene karşı saygılı ve nazik bir üslupla hitap edilmeli. Kişisel tartışmalardan kaçınılmalıdır. Tespit edilen kabahatin ne olduğu muhataba açık bir şekilde bildirilmelidir. Zabıtanın Kişisel verilerin gizliliğine riayet etmeleri, denetime ilişkin bilgileri ilgisiz kişilere açıklamamaları, özelikle Denetim esnasında öğrendikleri ticari sır mahiyetindeki bilgileri ilgisiz kişilere açıklamaktan kaçınmaları gerekir. İdarî yaptırım kararına ilişkin tutanakta neler olması gerekmekte; a) Hakkında idarî yaptırım kararı verilen gerçek/tüzel kişinin kimlik veya vergi numarası ile adresi44, b) İdarî yaptırım kararı verilmesini gerektiren kabahat ve mevzuat maddesi,45 c) Bu kabahatin işlendiğini ispata yarayacak bütün deliller, ç) Karar tarihi ve kararı veren kamu görevlilerinin kimliği, d) Kabahatin işlendiği yer ve zaman46,açık bir şekilde yazılmalıdır. Her nüshası okunaklı olacak şekilde, sabit, mürekkepli veya tükenmez kalemle tam ve eksiksiz doldurulmalıdır. Tutanaklar düzenleyenler ile denetlenen veya temsilcisi tarafından isimlerinin üzerindeki boşluğa imza atmalıdır. İmzalayacak kişinin adının sadece ilk harfi büyük diğerleri küçük ve soyadının tüm harfleri büyük olacak şekilde yazılmalıdır. Zabıta Personelinin Unvanı İse sadece İlk hafileri büyük yazılır. Tutanağın iki yetkili tarafından imzalanması gerektiğinde hiyerarşik anlamda üst unvan sahibi sağda, ikiden fazla yetkili tarafından imzalanması halinde ise üst unvan en solda olacak şekilde yetkililerin sıralanması gerekmektedir. Tutanakları imza etmekten kaçınanlar için “İmza Etmedi/İmzadan imtina etti”, yokluğunda düzenlenen tutanaklar için ise “Gıyabında/yokluğunda” kaydı konulmalıdır. 442 nolu Tahsilat Genel Tebliği’nin III/A maddesi gereğince; idari yaptırım kararlarını tutanak tanzimi suretiyle uygulayan idarelerce düzenlenecek tutanaklarda, idari yaptırım kararlarında bulunması gereken tüm bilgilere yer verilmesi, tutanakların seri ve sıra numaralarının birbirini takip eder şekilde bastırılması, görevli personele zimmetle teslim edilmesi, tutanakların iptal edilmesi gerektiğinde, iptal işlemlerinin tutanağın üzeri çizilmek ve iptal şerhi konulmak suretiyle gerçekleştirilmesi hükümlerine riayet edilmelidir. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kararların Tebliği” başlıklı 26. maddesinin 1. fıkrasında “İdari yaptırım kararı, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre ilgili kişiye tebliğ edilir. Tebligat metninde bu karara karşı başvurulabilecek kanun yolu, mercii ve süresi açık bir şekilde belirtilir. 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 30 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca idari yaptırım kararının maddi hata/ yanlış nedeniyle düzenlenmiş olduğunun veya idari yaptırım kararının gerçekleşmesini sağlayan sebeplerin mevcut olmadığının tespiti yapılmış ise tebliğ tarihini takip eden 15 günlük kesinleşme süresi içerisinde idari yaptırım kararı geri alınabilir. Bu durumda İptal edilen tutanak; Tebliğ yapılmamış ise; herhangi bir tebligat işlemi yapılmaz. Ancak kişiye tebliği yapılmış, ancak takip ve tahsili amacıyla tahsilatla görevli ilgili birimine gönderilmemiş ise; ilgilisine yazılı bildirimde bulunulur. Ancak takip/tahsil amacıyla gönderilmişse; ilgiliye ve gönderilen birime ikinci bir yazılı talimata kadar işlem yapmaması/yapılmaması, ilgili ödeme yapmışsa da ilgiliye iadesi için gönderilen birime bildirimde bulunulur. Düzenlenen tutanaklar tebliğ tarihinden itibaren beş yıl süreyle arşivlenerek saklanmalı ve süresi sonunda usulüne göre imha edilmelidir. Düzenlenen tutanakların elektronik ortama aktarılan verileri ile ıslak ve e-imzalı elektronik tutanakların verileri ise en az on yıl süreyle elektronik ortamda arşivlenmesi gerekir. Sonuç olarak bakıldığında, 5236 sayılı Kanun kapsamında kabahat, Kabahatten dolayı sorumlu olmayacak kişiler, Kabahatler Kanununda belirtilen kabahatler nelerdir, Bu kabahatleri vermeye kimler yetkilidir, Kabahatler Kanunda idarî yaptırım kararı vermeye kimler yetkilidir, İşlenen kabahatlere iştirak edilmesi halinde idari yaptırım uygulanması, Kanunda belirtilenlere uygulanacak idari para cezalarında genel ilkelerin neler olduğu, Kabahati işleyenlere idareler olarak tutulacak tutanaklarda alınacak bilgiler ve idari yaptırım kararlarında yer alacak bilgileri neler olduğu, İdarelerce yapılan işlemlerde kabahatlerde soruşturma zamanaşımı uygulamasın nasıl yapıldığı, İdareler tarafından uygulanan idari para cezaların neler olduğu, İdari para cezaları hangi kurumlara ödenir ve bu kurular kendi kurumlarına mı gelirler olarak kaydeder ayrıca gelirleri arasında sayabilir mi, Belediyeler olarak verilen idari para cezaları nelerdir, Belediyeye paralar ne zaman ödenir, Kabahatler Kanununa göre idari para cezalarının ne zaman kesinleşir, Verilen idari para cezalarının kesinleşmesi nasıl olur, Tutanak düzenlenirken dikkat edilmesi gereken hususlar neler olup, İdarî yaptırım kararına ilişkin tutanakta nelerin olması gerektiği açıkça belirtilmiş olup; Toplum düzeninin, genel ahlakın, genel sağlığın, çevrenin ve ekonomik düzenin korunması kapsamında karşılığında idari yaptırım öngörülen kabahatler düzenlenmiştir. Kabahatlere ilişkin hükümlerin bir sistem altında toplanmasını kabahatler Kanuna göre uygulanacak idari ve  para cezaları ile birlikte başvurulacak yöntemler iş ve işlemler detaylıca açıklanmıştır. Kaynakça:  5326 sayılı Kabahatler Kanunu, 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun, 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 1608 sayılı Umuru Belediyeye Müteallik Ahkâmı Cezaiye Hakkında Kanun, 3194 sayılı İmar Kanunu, 394 sayılı Hafta Tatili Hakkında Kanun, 6301 sayılı Öğle Dinlenmesi Kanun, 831 sayılı Sular Hakkında Kanun,  5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu, 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun 5393 Sayılı Belediye Kanunu Zabıta Yönetmeliği, İdari Mali v Mevzuat Dergisi M.Lamih Çelik Belediyece kabahatler Kanunu’ na göre verilecek para cezaları.

Kaynak Linki = https://www.medya03.com/haber/kabahatin-varsa-cezayi-odersin-37604
 
AFYON İL HAKEM KURULU
TFFHGD AFYON ŞUBESİ
Bu haber bugün 5 kez, genel toplamda 198 kez görüntülendi.